Page 68 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 68
A L A N B I L G I S I ÖĞRENME ALANI: DIN, KÜLTÜR, BILIM
lanmasını sağlama yönündeki gayretleri temelde yerine Hz. Îsâ’nın doğumunu esas alan milâdî tak-
siyasal bakış ve görüş farklılığı ile ilgilidir. vimi kullanması ve yeni yılın başlaması sebebiyle
Müslüman Türklerdeki muharrem ayında ve özel- tebrikleşip birbirlerine iyi dileklerini ifade etme-
likle bu ayın onuncu gününden itibaren “aşûre” adı leri, tek başına ele alındığında sakıncasız görüle-
verilen bir tatlı pişirilerek dağıtılması geleneği, ha- bilir.
yır işlemek ve gönül almak için güzel bir vesile ola- İslâm’daki bazı hükümler açısından ayların ve yıl-
gelmiştir. Bu tür uygulamalarda, -dinde bir daya- ların kamerî, yani ayın hareketlerini esas alan tak-
nağı bulunmadığı sürece- bir matem veya kutlama vimle hesaplanmasının önem taşıyor olması ile bu
niyeti ve şeklinin bulunmamasına dikkat edilmeli; konunun birbirine karıştırılmaması gerekir. Ancak
İslâmiyet’in daima teşvik edegeldiği hayır ve hase- Hz. Peygamber’in Müslümanlara diğer dinî toplu-
nat işlemek için, dinde oruç tutulması tavsiye edi- luklara göre farklı bir kimlik bilinci ve kültür de-
len böyle bir günü iyi vesile sayma niyetinin dışına ğerleri manzumesi kazandırmak için gayret ettiği,
çıkılmamalıdır. bu uğurda saç-sakal, kılık-kıyafet, yeme-içme âdâbı
da dahil pek çok konuda tavsiyede bulunduğu düşü-
Yılbaşı nülürse, yılbaşı kutlamalarının, sıradan bir kutlama
Yarım yüzyılı aşkın bir süreden beri milâdî tak- olarak algılanması ve tabii karşılanması mümkün
vimin benimsendiği ülkemizde, “yılbaşı” tabiriyle olmaz. Aksine, toplumumuzda kültürel tahribata,
milâdî yılın ilk ayının ilk günü olan 1 Ocak kas- kimlik bunalımına yol açtığı, yeni yetişen kuşakları
tedilir. Yılbaşı kutlamaları denilince de eski yılın kendi öz değerlerinden ve geleneklerinden koparıp
sona erip yeni yıla geçildiği 31 Aralık/1 Ocak ge- Batı’nın önce hayat tarzına alıştırdığı, sonra değer
cesi yapılan eğlence ve faaliyetler anlaşılır. Ancak ve inanç esaslarına sıcak bakmaya ve giderek on-
yılbaşı eğlenceleri, ilk bakışta yeni yıla girişin kut- ları benimsemeye götürdüğü dikkate alınırsa, yıl-
lamaları gibi gözükmekle birlikte bunun Hristiyan başı kutlaması, Noel ağacı süslemesi, Noel babanın
Batı’nın Noel bayramıyla da yakın ilgisi bulunmak- hediye bırakması gibi âdetlerin terkedilerek kendi
tadır. kültür ve değerlerimizden kaynaklanan alternatif
Hıristiyan Batı’da milâdî takvimin başlangıcına program ve faaliyetlerin yerleşmesine çalışmanın
esas olarak Hz. Îsâ’nın doğum tarihi alınmış ve önemi ortaya çıkar.
bu giderek diğer ülkelerde de benimsenmiştir. Bu Günümüzde toplumların kültürel değerlerini, hatta
bakımdan Hristiyanlar aralık ayının son haftasını, itikadî ve ahlâkî eğilimlerini, sahip oldukları hayat
doğumun arefesini teşkil etmesi bakımından, en tarzı, ekonomik yapı, yerleşim ve ulaşım imkânı,
önemli dinî bayramları olarak kabul etmişlerdir. iklim ve çevre, eğitim, folklor, örf ve âdet gibi ilk
Bu hafta içerisinde Hristiyanlar kiliseye giderler, bakışta konuyla ilgisiz gözüken birçok hususu de-
ayrıca birbirlerini ziyaret edip hediyeleşirler. Dinî rinden etkilemekte ve sonuçta mekanizma kendi
bir atmosfer içinde geçen Noel bayramı akabinde değerlerini üretmektedir. Avrupa’daki Müslü-
ise, yeni yıla giriş büyük bir çılgınlıkla, lüks ve is- man-Türk işçilerimizin çocukları ve torunlarının
rafla kutlanır. bugün Batı’nın kültür ve gelenekleri altında nasıl
Toplumumuzda ve diğer Müslüman toplumlarda değiştiği ve giderek o toplumla bütünleşmeye baş-
“yılbaşı kutlaması” adı altında düzenlenen eğlence ladığı iyi izlenirse toplumumuza yabancı kültürler-
toplantıları ise, hiçbir kültürel ve geleneksel te- den taşınan veya yabancı toplumlara özenti şeklinde
mele sahip değildir. Bu bakımdan hıristiyan ol- başlayan örf ve âdetlere karşı duyarlı olunmasının
mayan ülkelerde yılbaşı kutlamaları Batı’nın körü önemi daha iyi anlaşılır. Bunun için alınabilecek
körüne taklit edilmesinin veya hıristiyan Batı’nın bir önlem de, kendi kültürel mirasımızdan ve dinî
kültür ihracının bir sonucu olarak değerlendirile- anlayış ve heyecanımızdan kaynaklanan değerleri,
bilir. Ülkemizde öteden beri yılbaşı kutlamalarıyla gelenek ve âdetleri iyileştirerek yaşatmaya ve geliş-
ilgili olarak yapılan tenkitler ve gösterilen hassasi- tirmeye çalışmak olabilir.
yet de buradan kaynaklanır. Yoksa hicrî yılbaşı da
milâdî yılbaşı da birbirlerine dinî yönden üstün- Nevruz
lükleri bulunmayan ve zaman ölçmede esas alınan Farsça’da “yeni gün” anlamına gelen nevruz, yay-
iki ayrı başlangıç noktasıdır. Hatta Müslümanların gın olarak “baharın gelişini kutlamak üzere yapılan
Hz. Peygamber’in hicretini esas alan hicrî takvim tabiat bayramı” olarak bilinmektedir. Kökeni tam
68