Page 66 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 66

A  L  A  N    B   I  L  G  I  S  I                                            ÖĞRENME ALANI: DIN, KÜLTÜR, BILIM




        TÖRE VE TÖRENLER                                    döneminde Mevlid Alayı diye anılan görkemli

                                                            törenlerde şeyhülislâm, vezirler ve diğer askerî ve
        Doğu toplumlarının önemli meziyetlerinden birisi    mülkî erkân, büyük müderrisler, belli bir düzen
        sosyal örgünün çok sağlam olmasıdır. Bu meziyet,    içinde rebîülevvel ayının on ikisinde Sultan Ahmed
        devlet ve yasaların yetişemediği, eksik bıraktığı   Camii’nde yerlerini alırlardı. Padişahın gelmesin-
        alanlarda sosyal bozulmayı önleyici ve sosyal den-  den sonra vaazlar verilir, mevlidhanlar tarafından
        geyi sağlayıcı bir işlevi de yerine getirmektedir.  Süleyman Çelebi’nin yazdığı mevlid okunur ve bu
        Hızlı şehirleşme ve apartman hayatı, çalışma ha-    esnada Medine’den getirilmiş olan hurmalar ca-
        yatı, çekirdek aile gibi modern yaşama biçiminin    mide bulunanlara ikram edilirdi. Günümüzde de
        önlenemez sonuçları, aynı zamanda sosyal değerleri   Türkiye Diyanet Vakfı Peygamberimiz’in doğu-
        ve ilişkileri de derinden etkilemekte, hatta belirle-  munu anmak ve kutlamak amacıyla o haftayı “Kutlu
        yici olmaktadır. Bu bağlamda akıl ve bilimin, yeni-  Doğum Haftası” olarak ilân etmiş ve yüzyıllardan
        leşme ve modernleşmeyi, dinin ise değişmemeyi ve    beri süregelen bu geleneğe ayrı bir anlam katmış-
        geleneği muhafaza etmeyi temsil ettiği söylenemez.   tır. Bu hafta münasebetiyle çeşitli ilmî, fikrî, dinî
        Aksine dinin değişmeyi tabii karşıladığı, hayatın   paneller ve sempozyumlar yapılmakta, çeşitli alan-
        değişmeye açık alanlarında ayrıntıdan ziyade ilke   larda yarışmalar düzenlenmektedir.
        ve amaçlar belirlemekle yetindiği, buna mukabil     Edebiyatımızda Peygamberimiz'in doğum günü
        değişirken yozlaşmayı ve bozulmayı önleyici bazı    olan bu kutlu günü anlatan birçok eser yazılmış-
        önlemlerde ısrar ettiği söylenebilir.               tır. Bunlar içinde Süleyman Çelebi’nin yazdığı
        Toplumsal hayatın ve ilişkilerin önemli bir ögesini   mevlid, Osmanlı’dan beri halen ülkemizde değişik
        temsil eden töre ve törenler de toplumdan topluma   vesilelerle coşkuyla, bir âyin atmosferi içerisinde
        ve gelişim sürecine bağlı olarak değişik formlar ala-  okunmakta ve dinlenmektedir. Mevlid okuma ve
        bilir. Dinin bu değişime ve farklılığa karşı çıkması   okutmanın bid‘at olduğu şeklinde birtakım iddia-
        söz konusu olmadığına göre toplumsal töre ve tö-    lar gündeme getirilmiştir. Bid‘at, Hz. Peygamber
        renler, esas itibariyle değil, şekil ve sonuçları itiba-  zamanında olmayan “dinî” mahiyetli bir hususun
        riyle yani dinin gözettiği temel değerler ve bunları   sonradan dine sokuşturulması, dinden sayılması
        koruma amacıyla getirdiği ilkeler açısından tartış-  olarak tarif edilir. Mevlid okuma ve okutmanın
        maya açılabilir.                                    bid‘at olarak nitelendirilebilmesi için ona, “Ölünün
                                                            kırkıncı gününde veya sene-i devriyesinde mevlid
        Mevlid                                              okutmak gereklidir” demek gibi dinî bir gereklilik
        Mevlid kelimesi, “doğum, doğum yeri ve doğum        veya ibadet şeklinde bir muhteva yüklenmesi gere-
        vakti”  gibi  anlamlara  gelir.  Peygamberimiz  Hz.   kir. Mevlid okumanın gerekli, vâcip veya mendup
        Muhammed’in doğumunu anlatmak için kullanılan       olduğu iddia edilmediğine, en fazla bunun hoş ve
        “mevlîd-i nebî” Türkçemiz’de kısaca mevlid kandili   güzel bir gelenek olduğu bilinip kabul edildiğine
        olarak anılır. Mısır’da Fâtımîler döneminde başla-  göre bunun bid‘at olarak değerlendirilip, insan-
        tılan Hz. Peygamber’in doğumunu anma ve kut-        ların kafasına kuşku sokmak son derece yanlıştır.
        lama törenleri, çok geçmeden Eyyûbîler tarafından   “Mevlid okunacağına hatim okunsa, Kur’an’dan bir
        benimsenerek çeşitli törenler ve şenlikler yapılmış,   bölüm (aşr) okunsa daha sevap ve daha faziletli ol-
        âlim, şair, din ve devlet işlerinde yararlık gösteren-  maz mı?” şeklindeki bir itiraz da yersizdir. Kur’an
        lere hil‘atler giydirilmiş ve hediyeler verilmiştir.   okumak, namaz kılmak daha sevap ve faziletli bir
        Daha sonra mevlid törenleri İslâm dünyasında yay-   davranıştır, ama burada mesele sadece sevap mese-
        gınlık kazanarak günümüze kadar devam etmiştir.     lesi değildir. Mevlid, toplumsal bir coşkunun, Hz.
        Esasen Resûlullah’ın doğum yıldönümünü kutlama      Peygamber sevgisinin ve ona bağlılığın üst düzeyde
        maksadıyla başlayan mevlid töreni giderek, Kadir,   edebî ve estetik olarak hissedilmesi, yaşanması ve
        Mi‘rac, Regaib ve Berat gecelerinde veya sünnet, ev-  dışa vurulması demektir. Kur’an okumakla mevlid
        lenme, ölüm, deprem gibi önemli olaylar vesilesiyle   okumayı birbiriyle mukayese etmek veya birini di-
        yapılmaya başlanmış ve toplumsal geleneğimizde      ğerine alternatif göstermek yerine ikisini ayrı ayrı
        yer alan önemli bir dinî-kültürel öğe olmuştur.     ve her birini kendi yeri ve amacı doğrultusunda de-
        Osmanlılar döneminde mevlid törenine ayrı bir       ğerlendirmek ve yaşatmak daha doğru olur.
        önemin verildiği bilinmektedir. Osmanlı’nın ileri
    66
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71