Page 61 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 61

ILGILI SAYFALAR: 38–42                                               5. ÜNITE  PEYGAMBERIMIZI TANIYORUM





           lara güzel söz söyler, güleryüz gösterir ve böyle dav-  Bir yolculukta mola verildiğinde Resûl-i Ekrem’in
           ranmanın sevap olduğunu söylerdi (Buhârî, “Sulh”,   ağaca asılı kılıcını alarak, “Şimdi seni benim elim-
           11, “Edeb”, 68; Tirmizî, “Birr”, 36). İki şeyden birini   den kim kurtaracak?” diyen bir bedeviye, “Allah kur-
           yapmakta serbest bırakıldığında kolay olanı tercih   taracak” diye cevap vermiş, bu cevabın şaşkınlığıyla
           ederdi (Buhârî, “Menâķıb”, 23; Müslim, “Fezail”,    kılıcını elinden düşüren bu şahsa, “Ya şimdi seni be-
           77).                                                nim elimden kim kurtaracak?” diye sorduktan sonra
                                                               kendisini serbest bırakmıştır (Buhârî, “Cihâd”, 84;
           Kendisi binek üzerindeyken yanında bir başkasının   Müslim, “Müsâfirîn”, 311).
           yaya yürümesinden rahatsızlık duyardı (Ebû Dâvûd,
           “Edeb”, 127, 128; Nesâî, “İsti’âźe”, 1). Kendisini ev-  Kötü isim yapmış biri dahi ziyaretine geldiğinde onu
           lerine davet edenleri kırmaz ve gönüllerinin hoş ol-  huzuruna kabul eder, kendisine güleryüz gösterip ik-
           ması için orada nâfile namaz kılardı.               ramda bulunurdu (Buhârî, “Edeb”, 38, 48).
           Birinin yanlış bir davranışını veya uygun olmayan
           kıyafetini gördüğü zaman utandırmamak için ona      Resûlullah, şahsına yapılan kabalıkları ve kusurları
           hatasını söylemez, bu uyarıyı başkalarının yapmasını   anlayışla karşılamakla birlikte tavsiye ettiği ibadet-
           tercih ederdi (Ebû Dâvûd, “Tereccül”, 8; “Edeb”, 4).   lerle yetinmeyip daha fazla ibadet yapmaya kalkışan-
                                                               ları veya yapılmasında sakınca görmediği davranış-
           Ağzından çirkin söz çıkmaz, ahlâkı güzel olanın ha-  lardan sakınmaya çalışanları hoş görmezdi.
           yırlı insan olduğunu söylerdi (Buhârî, “Edeb”, 38).
           Hayatında hiçbir kadını ve köleyi dövmemiş, şah-    Onların, “Biz senin gibi değiliz; Allah senin bütün
           sına yapılan haksızlıktan dolayı intikam almamıştır   günahlarını bağışlamıştır” demelerine öfkelenir ve
           (Müslim, “Fezail”, 79).                             Allah’tan en çok korkan ve O’nu en iyi bilenin ken-
           On yıl boyunca hizmetinde bulunan Enes b. Mâ-       disi olduğunu söylerdi (Buhârî, “Îmân”, 13; Müslim,
           lik’e bir defa bile kızmamış, yaptığı bir hata yüzün-  “Fezail”, 127, 128). Verdiği hükme itiraz edenlere,
           den onu azarlamamıştır (Müslim, “Fezail”, 51). Son   gereksiz soru soranlara ve âyetler üzerinde ihtilâfa
           derece edepliydi ve hayânın imandan olduğunu söy-   düşenlere öfkelenirdi (Buhârî, “Müsâķāt”, 6-8; Müs-
           lerdi. Bir şeyden hoşlanmadığının ancak yüzünden    lim, “Fezail”, 138, “İlim”, 2). Resûl-i Ekrem Müslü-
           anlaşıldığı, hanımların bazı özel hallerine dair sor-  manlara karşı çok merhametliydi.
           dukları sorulara cevap verirken oldukça zorlandığı
           belirtilmektedir (Buhârî, “Hayız”, 13, 14, “Salât”, 8,   Yaptığı bazı nâfile ibadetleri onların da coşkuyla
           “Menâķıb”, 23, “Edeb”, 72, 77). Hz. Âişe, Resûl-i   ifa ettiğini görünce bunların farz kılınabileceğini
           Ekrem’in ahlâkından söz ederken onun kötülüğe       ve sonuçta Müslümanların zor durumda kalacağını
           kötülükle karşılık vermediğini, insanları bağışlayıp   düşünerek bu tür ibadetleri yapmaktan vazgeçerdi
           kusurlarını görmezden geldiğini söyler (Tirmizî,    (Buhârî, “Teheccüd”, 5).
           “Birr”, 69).
                                                               Çocuklara da sonsuz bir şefkat gösterirdi; onları ku-
           Görgüsüz  bedevîlerin  kaba  davranışlarına  rağmen   caklayıp öper, bağrına basardı (Buhârî, “Cenâiiz”,
           bu davranışlar karşısında gülümsemekle yetinirdi    32).  Duada  bulunması  için  kucağına  verilen  be-
           (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 1; Nesâî, “Kasâme”, 23, 24).    beklerin üstünü kirletmesini önemsemez (Buhârî,
           Ganimet dağıtırken kendisine âdil davranılmadığını   “Vudu’”, 59), kız ve erkek torunlarını omuzuna alıp
           söyleyen bir kimsenin saygısızlığına kızmakla bera-  mescide gider, hatta onlar omuzunda iken namaz kı-
           ber Hz. Mûsâ’nın daha ağır hakaretlere sabrettiğini   lardı (Buhârî, “Salât”, 106).
           belirterek tahammül göstermiş (Buhârî, “Farzu’l-hu-
           mus”, 19; “Meğazî”, 56), Huneyn Gazvesi’nden dö-    Namaz sırasında ağlayan bir çocuğun sesini duyunca
           nerken ganimetleri bir an önce taksim etmesini is-  namazı çabuk kıldırırdı (Buhârî, “Ezân”, 65). Kadın-
           teyen bedevî Araplar’a kendisinin cimri olmadığını,   ların hiçbir şekilde incitilmesini istemezdi. Kur’ân-ı
           elinde  sayılamayacak  kadar  çok  mal  bulunsa  bile   Kerîm’de  onun  müminlere  olan  düşkünlüğünden,
           hepsini kendilerine paylaştıracağını ifade etmiştir   şefkat ve merhametinden söz edilmiş, Müslümanların
           (Buhârî, “Cihâd”, 24).                              sıkıntıya uğramasının onu çok üzdüğü bildirilmiştir
                                                               (et-Tevbe 9/128).Hz. Peygamber son derece cömertti.
                                                                                                                 61
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66