Page 62 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 62

A  L  A  N    B   I  L  G  I  S  I                                                    ÖĞRENME ALANI: SIYER





        Kendisinden bir şey istendiği zaman ona çok ihtiyacı   vefa ve emanete riayet olduğunu söylemişti (Buhârî,
        da olsa verirdi. Bir defasında yamaçta yayılan koyun   “Bed’ü’l-vahy”, 7).
        sürüsünü görüp birkaç koyun isteyen bedevîye bütün
        sürüyü vermişti (Buhârî, “Cenâiz”, 28; “Edeb”, 39).   Dürüstlüğüyle tanındığı için  Kur’an’da da belir-
                                                            tildiği gibi İslâm karşıtları onu yalanlayamamış ve
        Bir hanımın kendisi için dokuduğu bir kumaşı onun   Allah’ın  âyetlerini  inkâr  etmeye  yeltenmişlerdi  (el-
        üzerinde görerek isteyen sahâbîye hemen çıkarıp he-  En‘âm 6/33). Hz. Peygamber, toplumun hakları söz
        diye etmişti (Buhârî, “Libâs”, 18).                 konusu olduğunda suçlu kim olursa olsun onu bağış-
                                                            lamaz, bu hususta kimsenin aracılığını kabul etmez,
        Sahâbîlerin belirttiğine göre özellikle ramazan ayla-  suçlu kendi çocuğu dahi olsa onu cezalandıracağını
        rında “yağmur yüklü rüzgâr”dan daha cömert olurdu   söylerdi (Buhârî, “Fezailü ashâbi’n-nebî”, 18).
        (Buhârî, “Bed’ü’l-vahy”, 5). Yardıma ihtiyacı bulu-
        nan herkesin yardımına koşar, yetimlerle ilgilenil-  İstemeden birinin canını yaktığında ona kısas yapma
        mesini teşvik eder, dul kadınlara ve yoksullara yar-  yetkisi tanırdı (Ebû Dâvûd, “Diyât”, 14). Resûl-i Ek-
        dım edenlerin Allah yolunda cihad etmiş gibi sevap   rem’e ödünç deve veren bir bedevî devesini kaba bir
        kazanacağını söylerdi.                              üslûpla geri isteyince sahâbîler ona haddini bildir-
                                                            mek için harekete geçmişler, fakat Hz. Peygamber,
        Kölelerin bir emanet olduğunu ifade ederek köle sa-  “Alacaklının konuşma hakkı vardır” diyerek onları
        hiplerinin yediklerinden onlara da yedirmesi, giy-  teskin etmiş ve bedevîye daha iyi bir deve verilme-
        diklerinden giydirmesi gerektiğini belirtir ve güç-  sini söylemiştir (Buhârî, “Vekâlet”, 5, 6; Müslim,
        lerinin yetmeyeceği işlerin onlara yaptırılmamasını   “Müsâķāt”, 120).
        isterdi (Buhârî, “Îmân”, 22, “Büyû’”, 34, “Nafaķāt”,
        1, “Edeb”, 24; Müslim, “Zühd”, 41). İlk vahiy sıra-  İslâmiyet’e ve Resûlullah’ın şahsına karşı ağır ha-
        sında duyduğu bazı endişeleri gidermek isteyen Hz.   karette bulunanlar onun huzuruna çıkıp Müslüman
        Hatice kendisine “Sen akrabanı koruyup gözetir-     olduklarında canları teminat altına alınırdı (el-Mu-
        sin, konuştuğun zaman dosdoğru konuşursun, işini    vatta, “Nikâh”, 20; Buhârî, “Meğazî”, 23; Müslim,
        görmekten âciz olanlara yardım edersin, fakirlerin   “Cihâd”, 98). Resûl-i Ekrem cesaretiyle de tanın-
        elinden tutarsın, misafiri ağırlarsın ve haksızlığa   mıştı.
        uğrayan kimselere arka çıkarsın” demişti (Müslim,
        “Îmân”, 252).                                       Bir gece Medine’de korkunç bir ses duyulmuş, bir-
                                                            çok kimse baskına uğradıkları korkusuna kapılınca o
        Düşmanları bile Resûl-i Ekrem’in üstün şahsiye-     kılıcını alıp bir ata binmiş, şehrin etrafını tek başına
        tini övmek zorunda kalırdı. Ebû Süfyân, ticaret için   dolaşarak Müslümanlara endişe edecek bir şey olma-
        gittiği  Suriye’de  Bizans  İmparatoru  Herakleios’un   dığını haber vermişti (Buhârî, “Cihâd”, 24, 82).
        Peygamber hakkındaki sorularına cevap verirken      Kaynak: TDV, İslam Ansiklopedisi
        onun en belirgin özelliklerinin doğruluk, iffet, ahde

























    62
   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67