Page 265 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 265

A  L  A  N    B  I  L  G  I  S  I             27 ÜNITE  AILEM VE GÖREVLERIM         ILGILI SAYFA  170–173




           HZ. PEYGAMBER’IN (S.A.S.) ÖRNEK                     Kerîm’de onun bu meziyetinden övgüyle bahsedilir
           AHLAKI                                              ve şöyle buyurulur: “Eğer kaba, katı kalpli olsay-

                                                               dın, muhakkak ki insanlar çevrenden dağılır gider-
           Kuşkusuz hem ferdî hem de sosyal bakımdan İs-       lerdi...” (Âl-i İmrân 3/159). O, insanların kusurla-
           lâm’ın ideal  ve  örnek  insanı  Hz.  Muhammed’dir.   rını yüzlerine vurmaz, tenkitlerini isim vermeden
           Nitekim Kur’ân-ı Kerîm Resûlullah’ın hayat ve       yapardı.
           şahsiyetini Müslümanlar için örnek olarak gös-      Bir öğünlük yemeğini olmayana verdiği için kendi-
           termiş (el-Ahzâb 33/21); bu sebeple ashâb-ı kirâm   sinin ve ailesinin aç sabahladığı geceler çok olmuş;
           onun  hayatını  titizlikle  izlemişler;  bu  hayatı  hem   fakat kendisi ve ailesi, açlığın sıkıntısını iyilik yap-
           bizzat kendi yaşayışlarına örnek almışlar hem de    manın ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmanın ver-
           sonraki nesillere büyük bir gayret ve itina ile nak-  diği mutlulukla alt etmeyi bilmişlerdir.
           letmişlerdir                                        Yeri gelince eşsiz bir yiğit, yeri gelince de son de-
           Kusursuz bir ifade kabiliyetine sahip olan Resûlul-  rece halim selim idi. Adaleti titizlikle korur; in-
           lah, hayatı boyunca sadece gerçeği söylemiş ve söy-  sanlara sırf mevki ve makamlarına göre muamele
           lediklerini harfi harfine yaşamıştır. O, daima tatlı   etmezdi. Aksine fakirlerin, kimsesizlerin, yetimle-
           dilli, güler yüzlü ve toleranslı olmuş; bununla be-  rin, hastaların, gariplerin, çocukların daha çok ilgi
           raber sözlerini saygı ile dinletmeyi de başarmıştır.  ve mutluluğa muhtaç olduklarını bilir ve bunu on-
           Peygamberimiz toplulukta yemek yemeyi severdi.      lardan esirgemezdi.
           Yemeğe besmele ile başlar, sağ elini kullanır, tıka   Kibirlenmekten nefret eder, kibirle imanın bir
           basa doymadan sofradan kalkar, yemekten önce ve     kalpte birleşemeyeceğini söyler; kimseye karşı ulu-
           sonra ellerini yıkardı. Sağlığa zararlı ve dinen ha-  luk  taslamaz;  fakat düşmanları  karşısında da  ezi-
           ram olan veya kokusuyla çevresindekileri rahatsız   lip küçülmezdi. Otoritesini sürdürmek için sunî ve
           edecek şeyleri yemez; bunların dışında hiçbir ye-   zorlama tedbirlere başvurmaz; meclislerde boş bul-
           mek için “sevmiyorum” demezdi. Sofra kurallarına    duğu yere otururdu. Dalkavukluktan nefret ederdi.
           mutlaka uyar, bu konuda çevresindekileri de sabırla   Halkın arasına katılır; insanlarla olan ilişkilerini
           ve nezaketle eğitirdi.                              herhangi bir insan gibi sürdürür; hastaları, dostla-
           İpek elbise giymez, altın yüzük takmazdı. Giyi-     rını, komşularını ziyaret eder; Müslümanların acı
           minde temizliğe ve sadeliğe önem verir, pejmür-     ve tatlı günlerini paylaşmaktan geri kalmazdı.
           delikten hoşlanmazdı. Temizliği “imanın yarısı”     Resûlullah’ın aile hayatı son derece muntazamdı.
           sayardı. Bizzat kendisi temiz olduğu gibi bu alış-  Eşlerine saygı gösterir; haklarına riayet eder; hatta
           kanlığı etrafındakilere de kazandırmaya çalışırdı.   geceleyin ibadet etmek istediği zaman bile eşinden
           Lüks ve ihtişama önem vermez, geçici sıkıntıları    izin alma inceliğini gösterirdi. Aile bireyleriyle
           tasa edinmezdi. Diğer Müslümanlara da kanaat-       şakalaşmayı sever, nâdiren vuku bulan aile içi tat-
           kâr olmayı, hayata daima iyimser bakmayı telkin     sızlıkları anlayışla karşılar, ikazlarını incitmeden,
           ederdi.                                             medenîce yapardı.
           Gönlü zengindi. Affetmeyi sever, kimseyi incit-     (Kaynak: TDV, İlmihal I+II)
           mez, düşmanlarının dahi iyiliğini isterdi. Kur’ân-ı























                                                                                                                265
   260   261   262   263   264   265   266   267   268   269   270