Page 327 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 327

ILGILI SAYFALAR: 216–220                                  35. ÜNITE  HZ. MUHAMMED (S.A.S.) ISLAM’I ANLATIYOR





           med’in onu bir Hristiyan'dan öğrendiğini (en-Nahl   Peygamber yanında bulunanlarla birlikte Kâbe’ye
           16/103; bk. İbn Hişâm, I, 393), kendisinin kâhin, me-  gitti. İslâmiyet Mekke’de yayıldıkça müşriklerin
           cnun (ed-Duhân 44/14; et-Tûr 52/29; el-Kalem 68/2)   Müslümanlara karşı tavrı da sertleşiyordu. Onların
           veya şair olduğunu (el-Enbiyâ 21/5), getirdiği      hakaretlerine fiilî müdahaleleri de eklenmişti. Asha-
           Kur’an’ın bir büyü (el-En‘âm 6/7) veya eskilerin ma-  bının mâruz kaldığı zulüm ve işkenceleri engellemeye
           salı (el-Furkān 25/5) sayıldığını ileri sürdüler. Fakat   gücü yetmeyen Resûlullah, bazı Müslümanlara hıris-
           ilâhî beyanlar sürekli olarak bu iddiaları çürütmüştür.   tiyan olan Necâşî Ashame’nin ülkesi Habeşistan’a
           Kureyşliler, Hz. Muhammed’in İslâm’a davet faali-   hicret etmeye izin verdi. Aralarında Hz. Osman ve
           yetlerine engel olması için amcası Ebû Tâlib ile üç   eşi Resûlullah’ın kızı Rukıyye’nin de bulunduğu on
           defa görüştüler. Ebû Tâlib birinci müracaatı gönül   bir erkekle dört kadından oluşan kafile 615 yılında
           alıcı bazı sözlerle savuşturdu. İkincisinde Kureyşliler   Habeşistan’a gitti. İslâm’da ilk hicret olarak önem ta-
           tehdit edici ifadeler kullanınca Resûlullah’ı çağırdı ve   şıyan bu gelişme Hz. Peygamber’in Afrika ile temasa
           kabilesine karşı daha fazla direnemeyeceğini söyledi.   geçmesini de sağlamıştı. Bir yıl sonra Mekke’ye dö-
           Amcasının kendisini artık himaye etmeyeceğini dü-   nen Hz. Osman’ın anlattıklarından Müslümanların
           şünen Hz. Peygamber şöyle dedi: “Bu işten vazgeç-   orada iyi karşılandığı sonucuna varılmış olmalıdır ki
           mem için güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler   108 kişiden oluşan ikinci bir kafile de Ca‘fer b. Ebû
           hiçbir şey değişmez, Allah bu dini üstün kılıncaya   Tâlib başkanlığında Habeşistan’a göç etti (DİA,
           kadar çalışacağım veya bu uğurda öleceğim”. Bunun   XIII, 361-365). Kureyşliler hicret edenlerin iadesi için
           üzerine Ebû Tâlib de şunları söyledi: “Git istediğini   Habeşistan’a bir heyet gönderdilerse de sonuç alama-
           söyle, Allah’a andolsun ki seni asla onlara teslim et-  dılar. Habeş muhacirlerinden otuz üç kişi, Ebû Tâlib
           meyeceğim”. Kureyşliler üçüncü defa gelince Ebû Tâ-  mahallesindeki (Şi‘bü Ebî Tâlib) boykotun sona er-
           lib’e şöyle bir teklifte bulundular: “Yeğenini bize tes-  mesinin ardından Mekke’ye döndü (620). Ashame,
           lim et, onun yerine Velîd b. Mugīre’nin oğlu Umâre’yi   Bedir Gazvesi’nden sonra yeni bir heyet yollayan Ku-
           sana evlât olarak verelim”. Ebû Tâlib bu teklifi de   reyşliler’in iade talebini de reddetti. Kalan Habeş mu-
           reddetti. Bu arada bazı Kureyşliler’in bizzat Hz. Pey-  hacirlerinin bir kısmı hicretten sonra, diğerleri 7 (628)
           gamber’le görüşüp onu davasından vazgeçirmeye ça-   yılında Medine’ye döndü. Kureyşliler, Hamza ile
           lıştıkları, kendisine para ve mevki teklifinde bulun-  Ömer’in  İslâmiyet’i  benimsemesiyle  güç  kazanan
           dukları  da  kaydedilmektedir.  Mekke  dönemindeki   Resûl-i Ekrem’i etkisiz hale getirmeye karar verdiler;
           tebliğ faaliyetleri sırasında iki kişinin Müslüman ol-  Hâşimoğulları ve Muttaliboğulları bu iş gerçekleşin-
           masının ayrı bir önemi vardır. Nübüvvetin 6. yılında   ceye kadar mevcut akrabalığa ve hukuka riayet etme-
           (616) Ebû Cehil ve adamlarının Resûlullah’a hakaret   yeceklerini söyleyip bu iki zümreyi düşman ilân etti-
           ettiğini gören bir câriye durumu Kâbe’yi tavaf etmeye   ler; kendileriyle konuşmamaya ve alışveriş yapmamaya
           gelen Hamza’ya anlattı. Öfkeye kapılan Hamza elin-  karar verdiler; boykotun şartlarını bir kâğıda yazıp
           deki yay ile Ebû Cehil’in başına vurdu, arkasından,   Kâbe’nin duvarına astılar. Bunun üzerine Ebû Tâlib,
           “İşte ben de Muhammed’in dinini benimsiyorum, ce-   yeğenini ve mensuplarını kendi mahallesinde topladı.
           sareti olan varsa gelsin dövüşelim” diyerek Müslü-  Müşriklerin safında yer alan Ebû Leheb ve oğulları
           manlığını ilân etti. O esnada Dârülerkam’da bulunan   hariç bütün Hâşimoğulları ve Muttaliboğulları orada
           Hz. Peygamber amcasının Müslüman oluşuna çok        yaşamak zorunda kaldılar (616-619). Hz. Hatice ile
           sevindi. Tebliğ faaliyetlerini yürütürken büyük sıkın-  Ebû Tâlib’in servetleri bu sıkıntılı günlerde tükendi.
           tılar çeken Resûl-i Ekrem, İslâm’ın zaferi için nüfuz   Ticarî faaliyette bulunmak ve hac mevsimi dışında
           sahibi bazı kimselere hidayet nasip etmesi için rab-  alışveriş yapmak mümkün değildi. Nihayet aralarında
           bine niyazda bulunmuştu. Bunlardan biri de Ömer’di.   Ebû Tâlib’in kız kardeşinin oğlu Züheyr b. Ümeyye
           Ömer bir gün Hz. Muhammed’i öldürmek için hare-     ve Hişâm b. Amr’ın da bulunduğu bazı kimseler Ku-
           kete geçmiş, yolda kız kardeşi Fâtıma’nın İslâmiyet’i   reyş ileri gelenlerinden Mut‘im b. Adî ve Zem‘a b. Es-
           benimsediğini öğrenince onun evine gitmiş, Tâhâ     ved ile anlaşıp boykota son verdiler.
           sûresinin ilk âyetlerini okuyan eniştesini ve kız karde-  (Kaynak: TDV, İslam Ansiklopedisi)
           şini dövmüştü. Ardından pişmanlık duyarak okuduk-
           ları  sayfaları  istemiş,  Tâhâ  ve  Abese  sûrelerinin  ilk
           âyetlerinin etkisinde kalarak Resûl-i Ekrem’in huzu-
           runa çıkıp Müslüman olmuştu. Bunun üzerine Hz.
                                                                                                                327
   322   323   324   325   326   327   328   329   330   331   332