Page 181 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 181

ILGILI SAYFALAR: 108–111                                        17. ÜNITE  HZ. MUHAMMED’IN (S.A.S.) GENÇLIĞI





           ler’den Fazl adlı üç kişinin (Fazl b. Fedâle, Fazl b.   Teym ve Benî Esed. Toplantıya Benî Hâşim’den
           Vedâa, Fudayl b. Hâris kendi aralarında, yerli veya   düzenlenmesine ön ayak olan Zübeyr b. Abdülmut-
           yabancı kimsesiz birine zulüm yapıldığında zalim-   talib’den başka o sırada yirmi yaşında bulunan Hz.
           den  hakkını geri alıncaya  kadar kabileleriyle bir-  Muhammed  de  katıldı.  Kaynaklarda  antlaşmanın
           likte ona yardım edeceklerine dair ahitleşmeleridir.   muhtevası genel hatlarıyla şöyle ifade edilmektedir:
           Tesirini uzun süre gösteren bu antlaşmaya bazı ta-  “Allah’a and olsun ki Mekke şehrinde birine zulüm
           rihçilere göre söz konusu isim “Fazllar’ın yemini”   ve haksızlık yapıldığı zaman hepimiz, o kimse ister
           anlamında verilmiştir. Başka bir rivayete göre ant-  iyi ister kötü ister bizden ister yabancı olsun, kendi-
           laşmaya, Hilfü’l-mutayyebîn ve Hilfü’l-ahlâf’tan    sine hakkı verilinceye kadar tek bir el gibi hareket
           daha üstün (fudûl) olduğu, Kureyşliler’in onu, “Bu   edeceğiz; deniz süngeri ıslattığı ve Hira ile Sebîr
           bir fazilet (fudûl) yeminidir” diye niteledikleri   dağları yerlerinde kaldığı sürece bu yemine aykırı
           veya haksız yere alınan fazla şeyler (fudûl) sahibine   davranmayacağız ve  birbirimize malî  yardımda
           iade edildiği için bu isim verilmiştir. İkinci ant-  bulunacağız”. Hilfü’l-fudûl mensupları ayrıca ahit-
           laşma hicretten otuz üç yıl (bazı rivayetlerde yirmi   leşmenin ardından Hacerülesved’i yıkadıkları mu-
           sekiz veya on sekiz yıl) önce yapılmıştır ve diğe-  kaddes suyu içmişlerdi. Hilfü’l-ahlâf mensupların-
           rinden daha ünlüdür. Mekke’de kabileler arasında    dan  Ebû  Süfyân’ın  kayınpederi  Utbe  b.  Rebîa’nın
           zaman zaman çekişme ve çatışmalar oluyor, ayrıca    bu antlaşmaya katılamadığı için çok üzüldüğü ve
           dışarıdan hac ve ticaret için şehre gelen zayıf ve   şöyle dediği rivayet edilir: “Eğer Hilfü’l-fudûl’e
           güçsüz kimselere haksızlık ve zulüm yapılıyordu.    katılmam için soyumdan ve ailemden ayrılmam
           Haram aylardan zilkadede vuku bulan böyle bir       gerekseydi bunu hiç çekinmeden yapardım”. Hil-
           olayın  Hilfü’l-fudûl’e  yol  açtığı  rivayet  edilmek-  fü’l-fudûl’ün daha sonraki tarihlerde devam ede-
           tedir. Zübeyd kabilesinden bir kişi umre için Ye-   memesinin  en  önemli  sebebi  bu  antlaşmaya  yeni
           men’den Mekke’ye geldi ve bir alıcı ile âdet olduğu   katılmaların imkânsız oluşuydu. Bundan dolayı
           üzere yanında getirdiği malların pazarlığını yaptı.   Emevî hilâfetinin başında son mensubunun ölmesi
           Fakat alıcı malların parasını yapılan pazarlık üze-  üzerine bu antlaşma sona ermiştir. İslâm’dan önce
           rinden ödemek istemedi. Yemenli satıcı istediği     ve  İslâmî  dönemde  Hilfü’l-fudûl’ün  nasıl  çalıştı-
           parayı alamayınca Hilfü’l-ahlâf’a dahil kabilelerin   ğını gösteren bazı olaylar nakledilmektedir: Sümâle
           bazı ileri gelenlerine gidip durumu anlattı; ancak   kabilesine mensup bir tâcir Mekke’nin ileri gelen-
           onlar, Benî Sehm’in kendi mensuplarını korumak      lerinden Übey b. Halef’e mal satmış, fakat parasını
           için Hilfü’l-ahlâf’tan ayrılabileceğini ve böylece   alamamıştı. Çaresiz kalan tâcir Hilfü’l-fudûl’e baş-
           Hilfü’l-mutayyebîn’e karşı zayıflayacaklarını düşü-  vurdu. Teşkilât mensupları ona Übeyy’e gidip pa-
           nerek kendisine yardım etmediler. Bunun üzerine     rasını tekrar istemesini, vermediği takdirde kendi-
           Yemenli tâcir, ertesi gün Ebûkubeys tepesine çı-    lerinin  bizzat  alacaklarını  bildirmesini  söylediler.
           kıp yüksek sesle mağduriyetini dile getiren bir şiir   Bunun üzerine Übey parayı hemen ödedi. Has‘am
           okudu. Hilfü’l-ahlâf’a mensup kabilelerin aldırış   kabilesinden Yemenli bir tâcir kızı ile birlikte hac
           etmemesine karşılık Hilfü’l-mutayyebîn’e mensup     için Mekke’ye gelmişti. Şehrin güçlü kişilerinden
           kabileler bundan rahatsızlık duydular. Nihayet son   Nübeyh b. Haccâc’ın kızını zorla elinden alması
           Ficâr savaşının çıkmasına yol açan, bu savaşta faal   üzerine tâcir Hilfü’I-fudûl’e gitti. Hilf mensupları
           rol oynayan ve bundan pişman olduğu anlaşılan       hemen Nübeyh’in evini kuşattılar ve kızı alıp baba-
           Hz. Peygamber’in amcası Zübeyr b. Abdülmutta-       sına teslim ettiler. Erâş kabilesine mensup birinden
           lib şehrin en zengin, yaşlı ve nüfuzlu kabile reisi   mal satın alan Ebû Cehil parasını ödemedi. Ebû
           durumundaki Abdullah b. Cüd‘ân et-Teymî’ye baş-     Cehil’in Hz. Peygamber’e düşmanlığını bilen bir
           vurarak onu bu işin görüşülmesi için bir toplantı   müşrik alay etmek amacıyla mağdur tâcire, o sırada
           yapmaya ikna etti. Kaynakların bildirdiğine göre    Kâbe’de bulunan Hz. Muhammed’i göstererek ona
           çağrılanlar arasında Hilfü’l-ahlâf mensuplarından   başvurduğu takdirde parasını alıp kendisine vere-
           kimse yoktu. Toplantıda hazır bulunanlar uzun       bileceğini söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber’e
           tartışmalardan sonra haksızlığı önlemek için ye-    giden tâcir olayı anlatıp yardım istedi. Hz. Mu-
           min ettiler ve gönüllülerden oluşacak bir grup kur-  hammed onunla birlikte Ebû Cehil’in evine gitti
           mayı kararlaştırdılar. Yeminleşen kabileler şunlar-  ve herhangi bir güçlükle karşılaşmadan parayı aldı.
           dır: Benî Hâşim, Benî Muttalib, Benî Zühre, Benî    Yine Hz. Peygamber ve Ebû Cehil’le ilgili diğer
                                                                                                                181
   176   177   178   179   180   181   182   183   184   185   186