Page 163 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 163

ILGILI SAYFA: 100                                                15. ÜNITE  DINIM HATAMI DÜZELTMEMI ISTER





           mesinin büyük günah sayıldığını belirtmekte ve
           hadiste yer alan yedi büyük günahın bu çerçeveye    Tövbe konusu günahlar doğrudan insanlara, top-
           girdiğini söylemektedir (a.g.e., IV, 256-258). Onun   lum hayatına yönelikse bunların affa uğraması için
           işaret ettiği hadisin meâli şöyledir: “İnsanı mah-  mutlaka telâfi edilmesi gerekir. Meselâ bir yerde
           volmaya sürükleyen şu yedi şeyden kaçının: Allah’a   çalışan kişinin rüşvetle iş görmesi ya da yolsuzluk
           ortak koşma, büyü yapma, Allah’ın dokunulmaz        yapması durumunda haksız elde edilen bu kazan-
           kıldığı cana haklı bir gerekçe olmadan kıyma, ribâ   cın hak sahibine iade edilmesi gerektiği gibi Hz.
           yeme, yetimin malını yeme, savaştan kaçma, kötü-    Peygamber’in şu beyanıda hatırlanmalıdır: “İslâm
           lüklerden habersiz iffetli mümin kadınlara zina is-  toplumunda güzel bir çığır açıp kendisinden sonra
           nadında bulunma” (Buhârî, “Vesâyâ”, 23, “Hudûd”,    bu yolda iş görülen kimsenin amel defterine sonra-
           44; Müslim, “Îmân”, 145).                           kilere verilen sevabın aynısı yazılır; bunun yanında
                                                               toplumda kötü bir çığır açıp sonraki dönemlerde
           Âlimler, işlenen günahların tövbeden sonra amel     ona göre davranılan kimse için de berikilere yazılan
           defterinden silinmesi için tövbekârın bazı telâfi-  günahın aynısı yazılır (Müsned, IV, 357, 359-361;
           lere girişmesinin gerektiğini belirtir. Günahlar kul   Müslim, “İlim”, 15, “Zekât”, 69). İslâm’da kötü dav-
           hakkıyla ilgili olmayıp sadece ilâhî haktan ibaretse   ranışlara ait cezaların bir amacı da ibret teşkil edip
           ve bunların içinde kazâsı mümkün farz ibadet-       suç ve günahları ortadan kaldırmaktır. Tövbenin
           ler varsa bunlar kazâ edilmelidir. Daha çok zâhir   de böyle bir hedefi vardır. Buna göre sosyal hayatın
           âlimlerinin benimsediği görüşe göre kasten terke-   bozulmasına yol açan günahların telâfisinin de sos-
           dilen namazların kazâsının bulunmadığı söylenirse   yal bir nitelik taşıması gerekir. Tövbe edecek kimse
           de büyük çoğunluk bunların da kazâ edilebilece-     haklarına tecavüz ettiği kişilerin haklarını iade et-
           ğini belirtir (İbn Kayyim el-Cevziyye, s. 204-215).   meli, bu kişilerden alenen özür dilemeli ve kendisi
           Kul hakkına yönelik günahlara gelince bu konuda     gibi davranan kimseleri de uyarmalıdır. Emanet ve
           aslolan Hz. Peygamber’in şu tâlimatıdır: “Müslü-    güven esasına dayalı olarak sosyal alanda ve kamu
           man kardeşinin malına veya şeref ve namusuna yö-    yönetiminde yetki ve sorumluluk üstlenen kimsele-
           nelik günah işleyen kimse altın ve gümüşün bulun-   rin suistimalde bulunması Kur’an’da “hıyanet” kav-
           madığı gün gelmeden önce ondan helâllik dilesin.    ramıyla ifade edilmektedir. Etkisi ve tahrip alanı
           O gün, dünyada kötülük yapan kimsenin sevapları     çok geniş olan bu günahların tövbesi ve telâfisi im-
           varsa haksızlığı kadar alınıp mağdura verilir, yoksa   kânsız denecek kadar zordur.
           onun günahından alınıp berikine yüklenir” (Müs-
           ned, II, 435, 506; Buhârî, “Rikak”, 48, “Mezâlim”,   Bazı İslâm âlimleri kısmî tövbe üzerinde durmuş,
           10). Yapılan kötülükler helâllik sırasında hak sahi-  büyük günahlardan birinin terkedilip diğerinin
           bine haber verilir, rızasını alacak biçimde helâllik   sürdürülmesini zehirin birini bırakıp diğerini iç-
           dilenir. Maddî veya mânevî bir zarara yol açılmışsa   meye benzeterek bu konudaki tövbenin geçerli
           o tazmin edilir. İşlenen kötülük kişinin haysiyet ve   olmayacağını  söylemiştir (Kadî Abdülcebbâr,  s.
           şerefine yönelik olup kendisinin haberi yoksa ter-  714-715).  Burada  önemli  olan  kalbin  bütün  kö-
           cih edilen görüşe göre bunları bildirip onu üzmek   tülüklerden nefret edip pişmanlık duymasıdır. Bu
           yerine genel anlamda özür dileyerek bağışlanma is-  durum Mâtürîdî’nin kalbin ameli teorisine benze-
           tenir. Ancak kişinin gıyabında yapılan onur kırıcı   mektedir. Bu noktadan sonra iradenin nefisle mü-
           konuşmaların aksinin aynı mecliste söylenip telâfi   cadelesi gelir. Ayrıca kişilerin psikolojik durumuna
           yoluna gidilmesinin gerekli olduğu şüphesizdir      göre kötü fiillerin hangisinin daha çok tahribat
           (Kadî Abdülcebbâr, s. 799; İbn Kayyim el-Cev-       yaptığını tesbit etmek mümkün değildir. İşlenen
           ziyye, s. 119-121). Hak sahibinin bulunamaması      bir günahın dünyevî cezası çekildiği takdirde âhi-
           durumunda malî ödemeler vârislerine yapılır. On-    rette bundan sorumlu olunmayacağına dair Hz. Ali
           ların da bulunamaması halinde tercih edilen görüşe   yoluyla bir hadis nakledilmiştir (Müsned, I, 99,
           göre hak sahibi adına hayır yollarında harcanır veya   159; İbn Mâce, “Hudûd”, 33; Tirmizî, “Îmân”, 11).
           devlete verilir.  Gayri meşrû  yollarla işlenip  şahsî   Burada da yine kalbin nedâmeti şarttır. Kur’an’da
           hak niteliği taşımayan zina gibi günahlar da aynı   (Âl-i İmrân 3/90) iman ettikten sonra küfre sapla-
           hükme tâbidir (Kadî Abdülcebbâr, s. 799; İbn Kay-   nıp inkârda ısrar edenlerin tövbelerinin asla kabul
           yim el-Cevziyye, s. 216-220).                       edilmeyeceği belirtilir. Başka bir âyette (en-Nisâ
                                                                                                                163
   158   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168