Page 160 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 160
A L A N B I L G I S I ÖĞRENME ALANI: AHLAK
TÖVBE bimi bir perde bürür de günde 100 defa tövbe et-
tiğim olur” (Müslim, “Zikir”, 41-42; Ebû Dâvûd,
Günahtan dönüp Allah’a yönelme anlamında te- “Vitir”, 26). Mecdüddin İbnü’l-Esîr bu hadisin
rim. Arapça’da tevbe (tevb, metâb) “geri dönmek, izahında Resûl-i Ekrem’in Allah ile daima irtibat
rücû etmek, dönüş yapmak” anlamındadır ve halinde bulunduğunu, ümmetinin dünya işleriyle
“dinde yerilmiş şeyleri terkedip övgüye lâyık olan- ilgilenmekten ibaret olabilecek meşgalesinin bu ir-
lara yönelme” biçiminde tanımlanır. Tövbe kav- tibatı kesintiye uğratabileceğini söyler (en-Nihâye,
ramı Allah’a nisbet edildiğinde “kulun tövbesini s. 675). Bu yorum, sûfî Ebû Saîd el-Harrâz’ın, “İta-
kabul edip lutuf ve ihsanıyla ona yönelmesi” mâ- atkâr kulların sevap doğuran bazı amelleri Allah’ın
nasına gelir (Zeccâc, s. 61-62; Kuşeyrî, et-Tahbîr, has kulları için günah sayılabilir” sözünü (Aclûnî,
s. 84). Kişilerin birbirine karşı yaptıkları hatalı I, 406) hatırlatmakta ve Hz. Peygamber’in çokça
davranışlardan dönmesi için avf (af) ve i‘tizâr (özür tövbe edişinin sebebine ışık tutmaktadır. Kur’ân-ı
dileme) kelimeleri kullanılır (krş. et-Tevbe 9/94; Kerîm’de tövbe kavramıyla anlam yakınlığı içinde
en-Nûr 24/22). bulunan kelimelerden biri rücû olup şirk ve küfür-
den dönüşü ifade eder (meselâ bk. el-Bakara 2/18;
Kur’ân-ı Kerîm’de tövbe kavramı seksen sekiz yerde el-A‘râf 7/168, 174; es-Secde 32/21). “Tekrar tek-
geçmekte, otuz beş yerde Allah’a, diğerlerinde in- rar gelmek” mânasındaki “nevb” (nevbet) kökün-
sanlara nisbet edilmektedir (M. F. Abdülbâki, el- den türeyen inâbeyi Râgıb el-İsfahânî “pişman-
Mu’cem, “tvb” md.). Naslarda tövbenin ve anlam lık duyup Allah’a dönme ve samimiyet duyguları
yakınlığı içinde bulunduğu “rücû, inâbe, evbe, içinde iyi davranışlarda bulunma” şeklinde açıklar.
gufrân” ve af kavramlarının kullanılışı göz önünde Kur’an’da on sekiz yerde geçen inâbe Hz. İbrâhim’e,
bulundurulduğunda tövbenin bezm-i elestte Allah Süleyman, Dâvûd, Şuayb ve Hz. Muhammed’e nis-
ile kul arasında yapılan ahdin tazelenmesini veya bet edilmiştir. “Evb” de (evbe, iyâb, meâb) tövbe
her insanın fıtrat cizgisine dönmesini ve onu ko- anlamında kullanılmış, Hz. Dâvûd, Süleyman ve
rumasını ifade ettiği anlaşılır. Çünkü kul selim Eyyûb’a izâfe edilmiştir (M. F. Abdülbâki, el-Mu-
fıtratında mevcut ahid şuurundan zaman zaman cem, “nvb”, “evb” md.leri). Bu kavramların hepsi
uzaklaşmakta veya bunu tamamen unutmaktadır. hadis rivayetlerinde de yer almaktadır (Wensinck,
Ahid ilişkisi Kur’ân-ı Kerîm’e göre güven, sevgi el-Mucem, “tvb”, “rc”, “nvb”, “evb” md.leri).
ve dostluk esasına dayanmaktadır (el-Bakara 2/30,
257; el-Mâide 5/54; el-Enfâl 8/34). Kişinin işlediği Kur’ân-ı Kerîm’de âlemlere rahmet olarak gön-
kötülükler Allah Teâlâ ile iman arasındaki bu bağı derildiği belirtilen Resûlullah kendisini tövbe ve
zedelemekte, her zaman vaadini ve ahdini yerine merhamet peygamberi diye nitelendirmiş (Müs-
getiren yüce yaratıcıdan onu uzaklaştırmaktadır. ned, IV, 395, 404; Müslim, “Fezâil”, 126), birçok
Tövbe de bu uzaklaşmaya son verme çabasıdır. Do- hadiste ilâhî af ve mağfiretin enginliğini değişik
layısıyla tövbe ruhun Allah’a açılışını ve yücelişini beyanlarla dile getirmiştir. Sahâbîlerin, onun hu-
hedefleyen duaya benzemektedir. Esasen Kur’an’da zurunda iken duydukları dinî hassasiyeti yanından
ve hadislerde yer alan tövbe ve istiğfar ifadelerinin ayrıldıktan sonra kaybetmelerinden yakınmaları
çoğu dua ve niyaz üslûbundadır. Kur’ân-ı Kerîm’de üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Be-
Hz. Âdem’in, İbrâhim’in, Mûsâ’nın ve Hz. Mu- nim yanımdan ayrıldıktan sonra eski halinizi ko-
hammed’in tövbelerinden söz edilmekte (el-Ba- ruyabilseydiniz melekler ziyaretinize gelirdi. Siz
kara 2/37, 128; el-A‘râf 7/143; et-Tevbe 9/117; Hûd günah işlemeyen kimseler olsanız Allah bu fiili iş-
11/112), birçok âyette peygamberlerin mağfiret leyen başka bir topluluk yaratır ve onların günahla-
talebinde bulunduğu haber verilmekte ve bizzat rını bağışlardı” (Müsned, I, 289; II, 304-305; Müs-
Resûlullah’a Allah’tan mağfiret dilemesi emredil- lim, “Tevbe”, 9-11). Resûl-i Ekrem’in bu sözleri bir
mektedir (en-Nisâ 4/106; Muhammed 47/19; en- taraftan Cenâb-ı Hakk’ın gafûr, gaffâr, tevvâb gibi
Nasr 110/3; bk. M. F. Abdülbâki, el-MuǾcem, “gfr” sıfatlarına işaret ederken diğer taraftan insanların
md.). Peygamberlerin günah işlemekten korunduğu günah işleyebileceğini, fakat pişman olup tövbe et-
bilinmektedir. Bununla onların tövbe ve istiğfarda tikleri takdirde bağışlanacaklarını vurgulamakta-
bulunması hususu nasıl bağdaştırılabilir? Resûl-i dır. Resûlullah’ın, “Şunu iyi bilin ki Allah kuluna
Ekrem bir hadisinde şöyle demektedir: “Bazan kal- annenin evlâdına karşı beslediği şefkatten daha çok
160