Page 300 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 300

A  L  A  N    B   I  L  G  I  S  I                                                   ÖĞRENME ALANI: IBADET




        CAMI ÂDÂBI                                          gösterilmektedir. Cami âdâbına riayet edemeyecek

        “Allah’ın evi” diye nitelendirilerek yüceltilen ca-  yaşta olan çocuklarla akıl hastalarının camilere
        milere girecek kimselerin maddî pisliklerden te-    girmeleri  genellikle  uygun  görülmemişse  de  tem-
        mizlenmiş olmaları yanında cünüplük gibi hükmî      yiz çağına gelmiş çocukların camiye götürülmesi,
        ve küfür gibi mânevî kirliliklerden de arınmış ol-  cemaatle namaza alıştırılması ve kendilerine ca-
        maları  gerekir.  Bu  sebeple  cünüp,  hayız  ve  nifas   mide Kur’ân-ı Kerîm öğretilmesi teşvik edilmiştir.
        halinde bulunan kimselerin gusül abdesti almadan    Hz. Peygamber’in camiye girerken okuduğu çeşitli
        camiye girmeleri haramdır (Ebû Dâvûd, “Tahâret”,    dualar hadis kaynaklarında yer almaktadır (meselâ
        93; İbn Mâce, “Tahâret”, 126). Caminin üstü ile     bk. Müslim, “Müsâfirîn”, 191). Resûl-i Ekrem bir
        camiye dahil alt ve üst katlar da aynı hükme tâbi-  hadisinde, camiye girerken salâtü selâmdan sonra,
        dir.  Ancak  Hanefî  ve  Mâlikî  mezheplerine  göre   “Allahım, bana rahmet kapılarını aç!”
        mecburi hallerde böylelerinin teyemmüm ederek       ( كتمحر باوبأ يل حتفا مهللا  (, çıkarken de yine salâtü
        camiye girmeleri mümkündür. Camide kalmadan         selâmdan sonra, “Allahım, senin lutuf ve keremini
        sadece bir yol olarak oradan geçeceklerse Şâfiî ve   dilerim!” (كلضف نم كلأسأ ينإ مهللا ( şeklinde dua edil-
        Hanbelî mezheplerine göre teyemmüm etmelerine       mesini tavsiye etmiştir (Müslim, “Müsâfirîn”, 68;
        de  gerek  yoktur.  Hanbelîler’e göre ise bir mec-  Ebû Dâvûd, “Salât”, 18). Camiye sağ ayakla gir-
        buriyet olmasa bile cünüp olan kimsenin abdest      mek, sol ayakla çıkmak sünnettir. Camiye giren
        alarak camide durması câizdir. Bayram ve cenaze     kimsenin tahiyyetü’l-mescid* niyetiyle iki rek‘at
        namazları için düzenlenmiş  açık namazgâhlarla      namaz kılması da sünnettir. Ezan okunduğu sırada
        camiye bitişik avlu, revak gibi mekânlar, cünüp     camide bulunan bir kişinin meşrû mazereti olmak-
        vb. durumdaki kimselerin girmeleri bakımından       sızın namaz kılmadan çıkıp gitmesi mekruhtur.
        cami hükmü dışında tutulmuştur. Apartmanlarda       İbadet yerleri olan camilerde cemaati rahatsız eden,
        bulunan mescitlerin alt ve üstündeki daireler de    onların huzurunu bozan her türlü davranıştan uzak
        bunun gibidir. Camiye abdestsiz girmek câiz ol-     durmak gerekir. Soğan, sarımsak gibi ağır kokulu
        makla birlikte mekruhtur. Birden fazla kapısı bu-   şeyleri yedikten sonra camiye gitmek mekruh sayıl-
        lunan camileri yol olarak kullanmak da hoş karşı-   dığı gibi başkalarını inciterek öne geçmek, rahat-
        lanmamıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de müşriklerin, daha    sızlık verecek şekilde safları sıkıştırmak ve namaz
        kapsamlı bir ifadeyle gayri müslimlerin Mescid-i    kılanın önünden geçmek de sakınılması gereken
        Harâm’a yaklaşmaları genel anlamda menedilmişse     davranışlar olarak kabul edilmiştir. Camilerde ta-
        de (bk. et-Tevbe 9/28) konunun ayrıntılarına inen   raflara karşılıklı menfaat sağlayan alım, satım, kira
        fıkıh  âlimleri arasında  bazı farklı görüşler ortaya   vb. akidler veya gelir getirici diğer işler yapılması-
        çıkmıştır. Hanefî âlimlerine göre hac veya umre     nın hükmü mezheplere göre mekruh veya haram
        amacı taşımamak şartıyla bunlar Mescid-i Harâm      sayılmış, hibe akdi ise  câiz görülmüştür. Camide
        dahil olmak üzere bütün camilere girebilirler.      dilenmenin veya dilenen kimseye bir şey vermenin
        Çünkü onların bu tür ziyaretleri, İslâm dininin yü-  mekruh veya haram olduğunu söyleyen âlimler var-
        celiğini anlamalarına ve onu benimsemelerine ve-    dır. Ancak ihtiyaç sahiplerine kendileri istemeden
        sile olabilir. Mâlikîler gayri müslimlerin herhangi   sadaka vermek câizdir. Cami içinde, orada bulu-
        bir camiye, bu arada Mescid-i Harâm’a girmesine     nanları rahatsız etmeyecek şekilde konuşmanın bir
        müsaade edilemeyeceği görüşündeolmakla birlikte     sakıncası  yoktur.  Bununla  birlikte  sırf  sohbet  et-
        Harem bölgesine girmelerinde sakınca görmemiş-      mek maksadıyla camiye gitmek, yüksek sesle ko-
        lerdir. Şâfiîler’le Hanbelîler’e göre ise Mescid-i   nuşmak, hatta başkalarını rahatsız edecek şekilde
        Harâm dışındaki camilere izinle girebilirler, ancak   yüksek sesle zikir yapmak tasvip edilmemiştir. Ca-
        Harem sınırları içine girmelerine izin verilmez.    miyi kirletmemek şartıyla orada uyumakta ve bir
        Günümüzde Haremeyn-i şerîfeyn’in yönetiminde        şeyler yemekte mahzur görmeyen fakihler bulun-
        söz sahibi olan ülkede Hanbelî fıkhı uygulandığı    makla birlikte Hanefî ve Mâlikî âlimleri i‘tikâf,
        için bu mezhebin görüşü doğrultusunda tedbirler     yolculuk veya misafirlik gibi özel durumlar dışında
        alınmıştır. Mekke ve Medîne haremlerinin giri-      bunu  mekruh  saymıştır.  Namaz  vakitleri  dışında
        şinde kurulan kontrol merkezleri,  uyarı  levhaları   caminin kapatılması, içerideki eşyaya zarar verilme
        ve gayri müslimler için yapılmış çevre yolları sa-  endişesi söz konusu olduğu durumlarda câiz görül-
        yesinde bu hükmün uygulanmasına âzami titizlik      müş, aksi takdirde mekruh sayılmıştır. Ebû Hanîfe
   300
   295   296   297   298   299   300   301   302   303   304   305