Page 39 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 39
ILGILI SAYFALAR: 18–24 2. ÜNITE ISLAM’IN ŞARTLARI
Oruç için sevabı en fazla olan ibadetlerden sayılmış-
Oruç Farsça’daki rûze kelimesinin Türkçeleşmiş tır. Peygamberimiz’den nakledildiğine göre, oru-
şeklidir. Arapça’sı savm ve sıyâmdır. Savm kelimesi cun bu yönüne ilişkin olarak Allah, “Oruç benim
Arapça’da “bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı içindir; onun karşılığını ben vereceğim” (Buhârî,
kendini tutmak, engellemek” anlamında kullanılır. “Savm”, 2, 9; Müslim, “Sıyâm”, 30) buyurmuştur.
Fıkıh terimi olarak ise, imsak vaktinden iftar vak- Bu bakımdan oruç tutmanın sevap olarak karşı-
tine kadar, bir amaç uğruna ve bilinçli olarak, yeme lığı oldukça yüksektir. Cennetin özel olarak oruç
içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir. tutanların girmesi için ayrılmış bulunan “reyyân”
İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve adlı kapısından girme hakkı (Buhârî, “Savm”, 4) bu
cinsel ilişkiden uzak durmanın bir amacı olmalı ve karşılığın mukaddimesi sayılmıştır.
bu iş bilinçli olarak yapılmalıdır. Bu amaç ve bilinç, Oruç, nefsin isteklerinden iradî olarak uzak durma
orucun Allah rızâsı için tutuluyor olmasıdır ki kı- olması yönüyle bir irade eğitimine, açlık ve susuzlu-
saca “niyet” tabiri ile anlatılır. Bu amaç ve bilinç ol- ğun verdiği sıkıntıya dayanma yönüyle de bir sabır
madığı zaman, meselâ imkân bulamadığı için veya eğitimine dönüşmektedir. İnsanın hayatta başarılı
perhiz, rejim, zindelik gibi başka amaçlar için bu üç olabilmesi için irade hâkimiyeti ve güçlükler karşı-
şeyden (yeme, içme, cinsel ilişki) uzak durmak oruç sında dayanabilme gücü de önemli bir role sahiptir.
olarak değer kazanmaz. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ru-
Oruç, Peygamberimiz’in hicretinden bir buçuk hun arındırılıp yüceltilmesinde oruç etkili bir yol-
sene sonra şâban ayının onuncu günü farz kılınmış dur. Bu orucun değişik biçimlerde de olsa hemen
olup, İslâm’ın beş şartından biridir. Peygamberimiz bütün din ve kültürlerde riyâzet ve mücâhede yolu
bu hususu “İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Al- olarak mevcut olmasını da açıklar.
lah’tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed’in “Her bir iyilik için on mislinden yedi yüz misline
O’nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek; na- kadar karşılık olabilir; fakat oruç başkadır. Çünkü
maz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tut- oruç benim içindir ve onun ecrini ben vereceğim”
mak ve gücü yetenler için Beytullah’ı ziyaret et- (Müslim, “Sıyâm”,164; Nesaî, “Sıyâm”, 42).
mektir (hac)” diyerek bildirmiştir (Buhârî, “Îmân”, “Kim iman ederek ve sevabını Allah’tan umarak ra-
34, 40; “İlim”, 25; Müslim, “Îmân”, 8). mazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir”
Orucun farz kılındığını bildiren âyetler de şunlar- (Buhârî, “Savm”, 6).
dır: “Ey iman edenler! Sizden öncekilere olduğu “Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki;
gibi, size de oruç tutma yükümlülüğü getirilmiş- oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk koku-
tir; bu sayede kendinizi koruyacaksınız. Oruç sa- sundan daha hoştur; Allah der ki: Ağzı kokan şu
yılı günlerdedir. İçinizden hasta veya yolculukta kul şehvetini, yemesini, içmesini benim için terke-
olanlar başka günlerde tutabilirler; hasta veya yolcu diyor. Mademki sırf benim için oruç tutmuş, o oru-
olmadığı halde oruç tutmakta zorlananlar ise bir cun ecrini ben veririm” (Buhârî, “Savm”, 9; Müs-
fakir doyumluğu fidye vermelidir. Daha fazlasını lim, “Sıyâm”, 164).
veren, kendine daha fazla iyilik etmiş olur; fakat
yine de, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için Zekat
daha hayırlıdır” (el-Bakara 2/183-184). Zekâtın kelime anlamı “artma, çoğalma, arıtma ve
Oruç tutmak, diğer ibadetlere nazaran biraz daha berekettir”. “Doğru söylemek, sözünü tutmak” an-
sıkıntılı olduğu için Allah, orucun farz kılındığını lamına gelen sıdk kökünden alınmış olan ve Kur’an
bildirirken, psikolojik rahatlatma sağlayacak ve ve Sünnet’te zekât anlamında da kullanılmış olan
emre muhatap olan Müslümanların yüksünmesini sadaka kelimesi, daha sonraki devirlerde gönüllü
engelleyecek bir üslûp kullanarak, oruç tutmanın malî ödemeler için kullanılmaya başlanmıştır. Fı-
önceki ümmetlere de farz kılındığını belirtmesi kıh terminolojisinde ise zekât, Allah’ın, belirli yer-
yanında, ayrıca orucu daha sıkıntılı hale getirmesi lere sarfedilmek üzere dince zengin sayılan kişile-
muhtemel iki durumu (hastalık ve yolculuk) oruç rin mallarından belli bir payın alınması işlemini
emrinin hemen peşinden geçerli mazeret olarak ifade eder.
zikretmiştir. Bu üslûp, meselâ öteki ümmetlerde de Kur’ân-ı Kerîm’de zekât kelimesi iki yerde (el-Kehf
bulunduğu anlaşılan namaz için kullanılmamıştır. 18/81; Meryem 19/13) sözlük anlamında; sekizi
Oruç riyânın en az karışacağı bir ibadet olduğu Mekke döneminde nâzil olan sûrelerde olmak üzere
39