Page 204 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 204

A
            L
         A
                       B
                                     S
                             L
                           I
                                   I
                                G
         DER SN       İ Ş L EN İ Ş İ    I                                                    ÖĞRENME ALANI: İBADET
                                                                                              ÖĞRENME ALANI: IBADET
        rildiği, kendini emniyet içinde ve başarılı gördüğü   dileceği bildirilmiştir (Buhârî, “DaǾavât”, 65; Ebû
        durumlarda dua isteğinin zayıfladığı, Allah’tan yüz   Dâvûd, “Salât”, 359).
        çevirdiği, kendi güç ve yeterliliğini gözünde büyü-
        tüp bencil ve nankör olduğu, zalimce hareket ettiği   Allah kuluna cevap vermek için onun her ne vesile
        vurgulanmaktadır (el-İsrâ 17/67; Lokmân 31/32;      ile olursa olsun kendisine başvurmasını istemekte-
        ez-Zümer  39/8;  Fussılet  41/51).  Bu  olumsuz  ge-  dir. Bunun vesilesi, varlığın müşâhedesinden do-
        lişmeyi önlemek amacıyla ilâhî dinler, insan şuu-   ğan bir hayranlık veya nimet içinde olmanın ver-
        runda dinî inanç ve duygunun mümkün olduğu ka-      diği bir memnunluk duygusu olduğu kadar insanı
        dar canlı, etkili bir halde bulunmasını sağlamanın   sıkıştıran ihtiyaç ve korkular veya yapılan kötü bir
        bazı çarelerini (bazı dua ve ibadetleri) insan için bir   işten dolayı duyulan pişmanlık da olabilir (el-Ba-
        görev haline getirmiştir. Başa gelen sıkıntı ve zor-  kara 2/152, 186; Hûd 11/90; en-Nûr 24/31; ez-Zü-
        luklardan kurtulmak için Allah’a dua edilmesinin    mer 39/53). Hatta suçluluk duygusu, insanın Allah
        istenmesi (el-Mü’min 40/60) yanında ilâhî dinler    önünde kusurunu, zayıflık ve güçsüzlüğünü anlayıp
        bilhassa refah ve rahatlık durumlarında insanın     iyi bir kul olmaya imkân verdiği için ayrıca önem
        Allah’ı hatırlamasını, böylece bu inancın kontrolü   kazanmaktadır (Müslim, “Tevbe”, 11). Bu durumda
        altında bencil isteklerine kapılmamasını sağlamayı   günah veya kötülük, insanın tövbe edip meşrû sı-
        hedeflemiştir. Dua ve zikir mânasına gelen salâtın   nırlar içine dönmesini sağlayan bir vicdan azabına
        (namaz) müminler için günün belli vakitlerinde ye-  yol açmaktadır (Müslim, “Birr”, 14). Kulun yapısı
        rine  getirilecek bir görev olması (en-Nisâ 4/103),   gereği kaçınamadığı günahlar, onun derin pişman-
        insan şuurunda Allah inancının devamlılığını ger-   lık duygularıyla Allah’a yönelmesini sağlayan bi-
        çekleştirme gayesini güder. Din psikolojisi araş-   rer vesile olarak görülmektedir. Bu sebeple kulun
        tırmalarına göre insan tabiatının ahlâkî ve kutsal   tekrar tekrar işlediği günahların affı için Allah’a
        yönelişlerinin ihmal edilmesi onu mânen kör bir     yönelmesi, bir hadise göre her defasında afla sonuç-
        varlık haline getirmekte ve bu durum onun yapıcı    lanacaktır (Müslim, “Tevbe”, 29).
        bir toplum elemanı olmasını engellemektedir. Bu-
        günün şartlarında iç rahatlığı için gerekli ruhî ve   İslâmî hayat anlayışında insanın Allah’a doğru
        bedenî hususları temin edecek dua yerlerine ihti-   bir yöneliş halinde O’nun ilgi ve rahmetini çeke-
        yaç  vardır.  Bu  sığınakların  sessizliğinde  insanlar   cek bir başvuru içinde olması önem taşımaktadır.
        düşüncelerini Allah’a doğru yükselterek adale ve    Bir hadiste Allah’ın kendisine tövbe edilmesinden
        uzuvlarını dinlendirme, zihinlerinin gerginliğini   duyduğu sevinç, çölde devesini kaybedip sonra bu-
        giderme,  fikirlerini  billûrlaştırma  ve  medeniyetin   lan kimsenin sevincine benzetilmiştir (Müslim,
        ezici bir yük haline getirdiği çetin hayata taham-  “Tevbe”, 2). Ancak bu ilâhî rahmet ve ilginin ger-
        mül kuvvetini kazanma imkânını bulabileceklerdir    çekleşmesinde ilk adımın kul tarafından atılması
        (Carrel, s. 9).                                     gerekmektedir. Allah ile kul arasındaki münase-
                                                            bet konusunda Hz. Peygamber’e yöneltilen soruya
        Dua ve ibadet, yaratılışı gereği insanın Allah’a    Kur’an şu cevabı vermiştir: “Ben yakınım; biri ben-
        doğru olan bir yönelişi gibi görünürse de dinî me-  den bir şey istediğinde onun duasına karşılık veri-
        tinlere göre dua ve ibadeti, Allah ile kul arasında   rim” (el-Bakara 2/186). Bir hadîs-i kudsîde, kulun
        Allah’ın rahmet ve şefkatinin kulları tarafından    rabbine gösterdiği ilgi ve sevginin fazlasıyla karşı-
        tanınma iradesinin galip geldiği canlı bir ilişki ve   lığını bulacağı anlatılmıştır (Müslim, “Tevbe”, 1;
        haberleşme  olarak  görmek  lâzımdır  (Kuşeyrî,  s.   Tirmizî, “Da’avât”, 132).
        380). Bir yoruma göre duada Allah ile kul arasında
        bir vasıta yoktur ve bu sebeple dua kulluk makam-   İbadet ve duanın, kulda Allah şuurunu daha canlı
        larının en önemlisidir (Fahreddin er-Râzî, X, 374,   ve devamlı hale getirmek suretiyle ahlâkî bir ha-
        375). Bir âyette, “De ki: Duanız olmasa rabbim size   yat için gerekli duyarlık ve özgeciliğe ulaştırması;
        ne diye değer versin” (el-Furkan 25/77) denilmek    ayrıca problemleri akılcı bir şekilde çözmek ve ha-
        suretiyle insanın ancak Allah’a olan bu yönelişiyle   yatı daha mutlu kılmak için gerekli olan zihin du-
        değer kazandığı belirtilmiştir. Bazı hadislerde de   ruluğu, moral güç, sağduyu ve ferâsetin gerçekleş-
        Allah’ı güzel isimleriyle anan kimsenin günahla-    mesine imkân vermesi beklenir. Bu durumda dua
        rının deniz köpükleri kadar çok olsa bile yine affe-  gerçek bir tevekkül halini alır; yani bir problemi
   204
   199   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209