Page 206 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 206
A L A N B I L G I S I ÖĞRENME ALANI: IBADET
günahın işlenmesine veya akrabalık ilişkilerinin cereyan ettiğinde de şüphe yoktur. Ancak burada
kesilmesine yönelik olmaması ve kabulünde acele dua açısından önemli bazı sorular ortaya çıkmak-
edilmemesi de gerekli şartlar arasında sayılmıştır tadır. a) Allah’ın ilim ve iradesi insan iradesini
(Tirmizî, “Daavât”, 9, 12). de bağlayıcı ve tayin edici midir? b) Dua nasıl te-
sir etmektedir; insanın duası, Allah’ın belirlediği
Gazzâlî olayların belli sebeplere bağlanmış ol- kader veya sünnetin dışında bir sonuç almaya mı
duğunu, meselâ kalkanın oktan korunma, suyun yöneliktir, yoksa Allah’tan sebep-sonuç ilişkisini
bitkilerin büyümesi için birer sebep olması gibi iyi bir netice doğuracak şekilde yönlendirmesi mi
duanın da sıkıntı ve belâyı defetmek ve Allah’ın istenmektedir, yani dua bir bakıma sonuç elde et-
rahmetini çekmek için bir sebep olduğunu belirt- mek için normal bir sebep mi sayılmalıdır? İlgili
miştir. Ancak dua sonucunda meydana gelecek bir kaynaklarda bu tartışmaya geniş ölçüde yer veril-
değişiklik, Gazzâlî’nin izahına göre yine tabii se- diği görülür.
bep-sonuç ilişkisi içinde ortaya çıkar. Allah, “Savaş
için gereken hazırlığı yapın” (en-Nisâ 4/71) derken Fahreddin er-Râzî’nin belirttiğine göre bazı kişiler
silâh kuşanmamak ve Allah takdir ettiyse çıkar, duanın faydasız olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bun-
etmediyse çıkmaz diyerek tohumu saçtıktan sonra ların iddiasına göre, dua ile talep edilen durumun
toprağı sulamamak Allah’ın takdirine uymak de- vuku bulacağı Allah nezdinde biliniyorsa bunun
ğildir (İhyâ, I, 328, 329). Şu halde bir şeyin olma- için dua etmeye gerek yoktur, nasıl olsa vuku bula-
sını sadece istemek, Allah’ın bu sonucu meydana caktır. Eğer vuku bulmayacağı Allah tarafından bi-
getirmesi için yeter sebep teşkil etmez. Bir hadise liniyorsa bunun için dua etmek faydasızdır, çünkü
göre deveyi bağlamak, sonra Allah’a tevekkül et- vukuu imkânsızdır. Allah’ın meydana geleceğini
mek gerekir (Tirmizî, “Kıyâmet”, 60). Elinden ge- ezelde takdir ettiği şeyin vukuunu önlemek, takdir
len her şeyi yapan ve çaresiz kalan kişinin Allah’a etmediğinin meydana gelmesini sağlamak mümkün
olan samimi yönelişi bazan ona mûcizevî bir şifa, değildir; şu halde dua takdiri değiştirmez. Allah
kurtuluş ve aydınlık sağlar. Nitekim çaresiz kal- nezdinde her şey mâlum olduğuna göre dua ile bir
mış bazı hastalarda duanın şifa verici tesirine şa- bakıma ihtiyaçlarımızı O’na hatırlatmak kulluğa
hit olunduğu bilinmektedir (Carrel, s. 12, 13). Bir yakışmaz. Nitekim dinî bakımdan en yüksek ma-
âyette, başa gelen sıkıntılı durumlarda hem sabır ve kamda olan kişiler (sıddîklar) bu makama takdire
direnme göstermek, hem de namaz ve dua ile Al- rızâ ile ulaşmışlardır. Ayrıca dua, nefsin muradını
lah’tan yardım istemek tavsiye edilmektedir (el-Ba- Allah’ın muradına tercih etmek anlamına geldiğin-
kara 2/45, 153). Zira zikir ve dua âyetin belirttiği den edebe aykırıdır.
gibi psikolojik bir rahatlık, güç ve moral verir (er-
Ra‘d 13/28). Bir hadiste tasvir edildiği üzere Al- İslâm âlimlerinin ekserisi bu iddialara karşı çık-
lah’ı ananları melekler kuşatır, üzerlerini rahmet ve mışlardır. Onlara göre kadere dayanarak duayı red-
sekînet kaplar (İbn Mâce, “Edeb”, 53). detmek yerine duayı da takdirin bir parçası saymak
daha mâkuldür. Ezelde duaya bağlı olarak takdir
Duanın kabul edilmesi konusu âhiretteki sonuçları edilmiş şeyler yine dua ile hâsıl olacaktır. Kade-
bakımından bir açıklama güçlüğü doğurmaz. Dua, rin olaylara göre önceliği varsa Allah’ın da kazâ ve
zikir, tesbih gibi fiillere sevap, günahların affı, çe- kadere önceliği vardır. Bunun aksini düşünmek,
şitli cennet nimetleri, azaptan kurtulma gibi karşı- Allah’ı da kazâ ve kadere mahkûm farzetmek so-
lıklar verilecektir (Tirmizî, “Daavât”, 60; Gazzâlî, nucuna götürür. Ayrıca duadan maksat, Allah’ın
I, 297-302). Ancak duanın dünyadaki tesiri, özel- bilmediği bir şeyi O’na hatırlatmak değil kişinin
likle de istek dualarının bir sonuç doğuracak sebep kulluğunu göstermesi, aczini ve ihtiyacını Allah’a
olarak görülmesi, konuyu ister istemez kaderle il- arzetmesidir; bundan dolayıdır ki dua büyük bir
gili tartışmaların içine çekmiştir. kulluk makamıdır. Bütün bu aklî deliller yanında
pek çok âyet ve hadisle de duanın gerekliliği, fayda
Tabiat olaylarının, Allah’ın iradesi veya ezelde be- ve tesirleri açıkça bildirilmiştir (Fahreddin er-Râzî,
lirlediği kadere (sünnet) uygun olarak meydana gel- V, 97-101; Elmalılı, I, 664-667). Gazzâlî, “Allah’ın
diği konusunda herhangi bir problem yoktur. İnsa- takdiri değişmeyeceğine göre duanın ne faydası
nın fiillerinin belli bir sebep-sonuç ilişkisi içinde vardır?” sorusuna şöyle cevap vermektedir: Olay-
206