Page 292 - Camiye Gidiyorum1 Öğretici Kitabı
P. 292
A L A N B I L G I S I ÖĞRENME ALANI: INANÇ
ise deccalin ortaya çıkışı, Hz. Îsâ’nın dünyaya dö- 82/10-12). Söz konusu yazılı belgenin mahiyeti hak-
nüşü, kozmik düzenin bozularak güneşin batıdan kında (kâğıt üzerinde bir yazı mı, bir mikrokart veya
doğup doğudan batması gibi mevcut tabiat kanun- film mi, hücreyi oluşturan gende saklı bir sır mı vb.)
larını aşan olaylardır. İslâm tarihinin erken devirle- herhangi bir şey söylemek mümkün değildir. Allah
rinden itibaren, sosyal ve siyasî çalkantılar yüzünden Teâlâ, hiçbir vasıta ve malzeme kullanmadan her
dinî ve ahlâkî hayatın zayıflamaya başladığı tarzın- şeyi kuşatan sınırsız bir ilme, muhasebe ve muhake-
daki şikâyetlerin ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu tür meye ihtiyaç hissettirmeyecek mutlak bir adalete sa-
şikâyetlerin gittikçe artış gösterdiği de bir gerçek- hip olduğu halde, onun hesap günündeki icraatını bu
tir. Ancak bu nevi sosyal olaylardan hareket ederek tarzda yürütmesi, bütün sırların ortaya çıkarılacağı
dünyaya ömür biçmek ve kıyametin gelişi için zaman o gündeki aleniyeti sağlama ve gerçeklerden herkesi
belirlemek isabetli olmaz. Dünyanın son günlerinde haberdar etme hikmetine bağlı olsa gerektir.
meydana geleceği haber verilen olağan üstü hadiseler
de ancak kendi dönemleri ve oluşum şartları içinde Kıyameti tasvir eden ve kula ait sorumluluk sınır-
değerlendirilebilir; bu tür olaylar hakkında önceden larını çizen çeşitli âyet ve hadislerden anlaşılacağı
zaman belirleyici tahminlerde bulunmak mümkün üzere, bütün mükellefler (insanlar ve cinler) her
değildir. şeyden önce imandan sorguya çekilecektir. Bundan
sonra kul haklarının, daha sonra da Allah ile kul
Kıyametin nasıl kopacağı hususu Kur’an’da ayrıntılı arasındaki hakların hesabı görülecektir. Müslüman
sayılacak bir şekilde anlatılmıştır. Buna göre görevli âlimlerin çoğunun kanaatine göre, ilâhî vahye sa-
melek tarafından sûr*a üflenecek, Allah’ın diledik- mimiyetle inananlar, kul hakkı veya diğer günah-
leri hariç, göklerde ve yerde kim varsa düşüp ölecek, ları sebebiyle bir süre cezalandırılsalar da sonunda
ikinci üfleyişte ise herkes diriltilip mahşere (top- kurtuluşa ereceklerdir. Fakat kendilerine bildirildiği
lanma yerine) gitmeye hazır olacaktır (bk. ez-Zümer halde ilâhî tebligata inanmayanlar ebedî hüsrana uğ-
39/68). Birçok âyet kıyametin kopuşunu büyük bir rayacaklardır.
kozmik değişim olarak tasvir eder: Gök yarılacak,
güneş dürülecek, yıldızlar dökülecek, denizler kay- c) Âhiret gününde kulun tâbi tutulacağı hesabın
nayıp kabaracak, dağlar yerinden kaldırılıp yürütü- sonucu, Kur’ân-ı Kerîm’de, “terazilerin (tartıların)
lecek ve ufalanıp atılmış yün haline gelecek; kısa- ağır yahut hafif gelmesi” şeklinde ifade edilmiştir.
cası hem yer hem de gökler şekil değiştirecektir (bk. Nasıl olacağını Allah’tan başka kimsenin bilmediği
İbrâhîm 14/48; Tâhâ 20/105-107; et-Tekvîr 81/1-3; bu terazide “tartılar”ı ağır gelenler kurtuluşa erecek
el-İnfitâr 82/1-3; el-Karia 101/1-5). ve mutlu bir hayat süreceklerdir. “Tartılar”ı hafif
gelenler ise kendilerini hüsranda bulacaklardır (bk.
b) Âhirette hesabın başlaması, sûra ikinci üfleyişten el-A‘râf 7/8-9; el-Mü’minûn 23/102-103; el-Karia
sonra kabirlerdekilerin tekrar diriltilmesi ve mah- 101/6-8). Kur’an terminolojisinde kurtuluş (felâh)
şerde toplanmasıyla olacaktır. Kur’ân-ı Kerîm’de cennet, rızâ ve cemâli, hüsran da cehennem, elem ve
hesap meydanına hareketin bir davetçinin (İsrâfil) mahrumiyeti ifade eder. Rızâ, kurtuluşa erenlerin
çağrısıyla olacağı, kişilerin çağrıya karşı koymadan Allah’tan, O’nun da kendilerinden hoşnut olmasıdır
koşuşan çekirgeler gibi belli bir hedefe doğru ilerle- ve bütün maddî nimetlerin üstündedir (bk. et-Tevbe
yeceği ifade edilir (bk. el-Kamer 54/6-8; el-Meâric 9/72; el-Fecr 89/27-30; el-Beyyine 98/8). Cemâl de
70/43-44). Bu yolculuğun tasviri hakkında çeşitli Cenâb-ı Hakk’a bakmak ve O’nu görmektir (bk. el-
hadisler de rivayet edilmiştir (bk. İbn Kesîr, I, 228- Kıyâme 75/22-25; el-Mütaffifîn 83/15). Hüsrana
232). İslâm inancına göre kıyamet gününde insan- uğrayanlar bu nimetlerden mahrum olacakları gibi
ların hesaba çekilmesi belli kayıtlara bağlı olarak çeşitli elem ve azaplara da mâruz kalacaklardır.
yapılacaktır. Bunlara Kur’an’da kitâb (yazılı belge)
adı verilmekte (bk. el-İsrâ 17/13-14), Türkçe’de ise Cennet ve cehennem hayatını tasvir eden birçok
amel defteri olarak bilinmektedir. Amel defteri, ya- âyet ve hadisin ve ayrıca âhiret hayatıyla ilgili diğer
zıcı melekler (Kirâmen Kâtibîn) tarafından tutul- nasların üslûp ve muhtevasına bakıldığı takdirde,
makta ve kişinin dünyadaki bütün söz, fiil ve bazan bu ikinci hayatın sadece ruhlar âleminde başlayıp
da niyetleri hayır ve şer olarak değerlendirilerek bu süreceğini ileri sürmek, bu hayat içinde bedenlerin
deftere geçirilmektedir (bk. el-Kehf 18/49; el-İnfitâr rol almayacağını söylemek aşırı bir te’vil olur. Bu
292